Her geçen gün, biraz daha yaşlanırken artık gece vardiyaları fiziksel olarak ağırlaşmaya başladı. Bir zamanlar bir vardiyada yaklaşık 350 km yol katederken şimdi 150 km bile fazla geliyor.

Bunun yaşla mı yoksa uykuyu alamamakla mı ilgisi var bilmiyorum. Günün en sevdiğim bölümü olan geceleri ve gece vardiyalarını seven birisiyim. Bazen gündüz ışıkta görünmeyen güzellikler, gece ışıksız bir ortamda görünür olabiliyorlar. Sokaklar ve yollar tenha ve sakin, herkes uykuda... Sanki koskoca dünya yalnızca bana kalmış gibi bir hisse kapılıyorum ki öyle de...

Bazen zamanın yavaşlayıp hızlandığını hissediyorum, bazen de kuşların cıvıltılarıyla, insanlardan saatler önce tabiatın uyanışına şahit oluyorum.

Gece vardiyalarının yeri doldurulmaz. Yollar senin, sokaklar senin... Hatta sen bile sadece seninlesin...