Bugün internette dolaşırken, günümüzdeki baharların eski baharlar gibi güzel olmadığını anlatan bir yazıya ilişti gözlerim. Doğru, eski baharlardan eser yok... Ama bu maalesef bizler için geçerli... Çocuklar baharları hâlâ aynı güzellikte yaşarlar, eğer yaşattırabilirsek...

O GÜNLER

Radyoda çalarken eski bir türkü,
Canlandı aklımda sürüyle öykü,
Çocukluk diyorlar hayatın süsü,

Çıkar mı aklımdan? Sinmiş o günler,
Gelmiyor çağırsan, geçmiş o günler.

"Yaramaz değildik" dersem inanma,
Gezdiğimi bilirim cepte yılanla,
Her yaşın ayrı bir hazzı var amma,

Damakta geçmeyen tatmış o günler,
Gelmiyor çağırsan, geçmiş o günler.

Geç yatar, erkenden kalkardık sabah,
Göz hakkı sorardık, bilirdik günah,
Tahtadan, çalıdan yapardık silah,

Ölmeyen Arkın'la Taş'mış o günler,
Gelmiyor çağırsan, geçmiş o günler.

Yazıda çiğdemle çalık toplardık,
Kengerin sütünden sakız yapardık,
Yadırgıya nedense varır çatardık,

Sebebi göz üstü kaşmış o günler,
Gelmiyor çağırsan, geçmiş o günler.

Tebbet'i geçince Kur'an gelirdi
Sesine güvenen Ezan okurdu
Namaza gelmeyen hesap verirdi

Cezası fakire aşmış o günler,
Gelmiyor çağırsan, geçmiş o günler.

"Yağ yağ yağmur" inletirdi sokağı
Her eve varılır sorulurdu bir payı
Pişirirdi analar tereyağlı pilavı

Teknelerde hamur imiş o günler,
Gelmiyor çağırsan, geçmiş o günler.

Harmanda oynardık Çelik Çomağı
Yerini bilirdi şenlik dimağı
Severdik yanarak banyo yapmayı

Bakırdan kalaylı teştmiş o günler,
Gelmiyor çağırsan, geçmiş o günler.

Gara lastiği eritip yanan sobada
Patenci olurduk her yağan karda
Gözümüz yoktu ki parada pulda

Her anı gönüle hoşmuş o günler,
Gelmiyor çağırsan, geçmiş o günler.

Çerçici gelirdi şenlik olurdu,
Kümeste yumurta hep kaybolurdu,
Keçi boynuzu, sormuk cebe konurdu,

Çileden ziyade şireymiş o günler,
Gelmiyor çağırsan, geçmiş o günler.

19 Mart 2022 Cumartesi
Turan Aslan